evrim

"evrim teorisi bir yaratıcının olmadıgı konusunun ne cevabıdır, ne açıklamasıdır, ne delilidir"

herhalde milyonlarca defa söylenmiştir, tekrar etmeye gerek yok. bir tanrı fikrini çürütmek için evrim teorisine gerek yok, hele hele tanrı fikrini bi yana bırak allah'ı, yani spesifik bir tanrıyı çürütmek için hele hiç gerek yok, sabahtan akşama kadar sözlükte evrim'in e'sine bile dokunmadan dini eleştiren yazılar görebiliriniz. ha evrimin bu konuda payı var mıdır, elbette vardır. ne kadar tek tanrılı din varsa hepsinin kitabını mitolojik esere çevirmede kuvvetli bir argüman yaratıyor evrim, ama o olmadan da elimizde cephane bol yani. yani evrim teorisi, yaratıcının olmadığının cevabı değildir ama zaten verilebilen o cevabın açıklayıcılarından biridir.

"dolayısıyla evrimcilerin direk yaratılısla mucadeleri gösteriyor ki burda amac dini yıkmak"

kimisi dinlerle evrimi bağdaştırma yoluna gidiyor, herkesin kişisel görüşü farklıdır, elalemi benden sorumlu tutmayın fakat ben yıkmaya çalışıyorum evet, en azından bireysel olarak (başbakan olursam fikir değiştirebilirim), bunun için de gerekli tüm düşünsel yolları deniyorum, doğal olarak evrim teorisi de bunlara dahil. ha bu yüzden "evrimci" miyim? hayır, ağzını topla, yerçekimci diye bişey mi var da evrimci diye terminoloji uyduruyosunuz.

"sen bilimsel bulusunu yap. bir delilin varsa işe yarar bir bilgin varsa bize onu öğret"

dünyanın heryerine dağılmış binlerce biyoloji departmanında çalışan yüzbinlerce biyolog size bunu öğretmeye çalışıyorlar işte, ama anca kafa aldığı kadarını absorbe ediyor, geriye kalan entelektüel çaba heba oluyor.

"ki lamarck denilen adam 200 sene önce toprak içinde gözlemlenen solucan tarzı canlıların topraktan evrimleştiğini iddia etmiş ve evrim denilen zırva her bilimsel keşifle değiştirilerek şu andaki hayali yaratıklar ve ara türler halini almıştır."

evet, bravo, evrim teorisine yapılan en şahane yorum.. bilim de zaten 200 yılda hiç değişmeyen bişey, tüm o bilimadamları, 200 yıldır gelmiş geçmiş milyonlarca adam üniversitede dedikodu yapıp maç geyiği çevirmek için kürsü işgal etti zaten, 200 yıl önceki bi saçmalığı hala gerçek kabul ediyor ya bilim, o açıdan.. bilimin bunu takip ettiğini söyleyen bir bilimadamı mı, hayır bir sözlükçü. bilimadamlarının böyle düşünmeye devam ettiğini referanssız söyleyen kim, bir sözlükçü. hepsi bir yana bir görüşün saçma olduğunu bilimadamlarının saçmaladığını söyleyen kim, bir sözlükçü. saçmaladığı iddia edilen alan ne, biyoloji filan, yani fenni bilimler, yani deneyle gözlemle doğruluğu test edilebilecek onaylanabilecek olgularla ilgilenen bilim dallarından biri, sosyal bilimler gibi daha kaypak bir zeminde de değil.

"ne şu anda yaşıyan bir ara tür ne de fosili bulunabilmiştir???"

bıkmadıız ara tür argümanından değil mi, bıkmayacaksınız da.. çin ordusu gibisiniz anasını satayım, gelene geçene öğretiyoruz anlatıyoruz, birisi gidiyor diğeri geliyor, yazı yazdığı başlığın arama bölümüne ara tür yazsa tonla yazı bulabilecek adam, onu geç hayvan ara tuşuna basıp ara form diye taratsa yine bir sürü şey bulacak, sayfa sayfa döküman bulacak ama yok aga.. bu argüman zaten ciddi olsun diye değil, aklı başındaki insanları berserk moduna sokup sağdaki soldaki duvara kafa atarak beynin pekmezini akıtması için öne sürülen bir tuzak.. insan aynı şeye 1000 kere cevap verdikten sonra ya kafayı duvara vuruyosun yada iq'n kendiliğinden 50'ye filan iniyor, hep aynı şeyi açıklamak durumunda kalmak beyni tembelleştiriyor (bu arada "şu anda yaşayan" ara tür yazıldığı da dikkatimden kaçmadı da kafam hafiften duvara seğiriyo diye cevap vermiyorum artık ona)

"canlılar sadece 3-5 derece* bir sıcaklık aralığında yaşayabiliyorlar, evrimleşebiliyorlar? oysaki sıcaklık skalası -273 derece ile milyarlarca santigrad arasında değişirken. niye mesela güneş te canlılar evrimleşemiyor?"

bu ne şimdi, neyi söylemeye çalışıyor o bile belli değil.. ee birader çok sıcak çünkü o yüzden güneşte evrimleşemiyosun.. bu ne yani, amaç ne o da belli değil.. bu arada 100 derecenin üstünde yaşayabilen hipertermofiller ile sıfırın altına baya baya inebilen arkadaşlar var, evrimin sona ermesi diye birşey söz konusu olmadığına göre evrim aralığının 200 derecelik bir aralığa düştüğü söylenebilir. ha bunu niye söylüyorum, çünkü yaşamın olduğu dünyada sıcaklık limitleri bunlar zaten, bu elemanlar milyarlarca yıldır burdalar, belli bi sıcaklık aralığı dışında başka ortam olmamış ki onda da ileri gitsin.. ha sen dersen ki güneşte niye evrim olmuyo, ona cevap verilmez tabi... ben de sorarım o zaman niye olmuyo, allah öyle yarattı diye mi? hey allahım (allah dedi bak). yoksa milyarlarca derece sıcaklığın olabiliyor olması mı allah'ın kanıtı, ne demek yani şimdi bu. evrim mi verecek bunun cevabını sana, vardır elbet kimyasal bi açıklaması, bi açıklama çok mu sürpriz olur, haa çok sıcak oluyomuş ondan mı diyeceksin cevap gelince.

"- yahut neden yeryüzünde trilyonlarca canlı, 6 milyar isnan varken sadece bir tanesinde bile işe yarar bir mutasyon göremiyoruz? niçin bütün mutasyonlar hilkat garibelerine dönüşüyor?"

bunu kim diyor, nerden duyuyorsunuz yani bunları da satıyorsunuz harbi merak ediyorum yahu.. evinizde kedinizi mutasyona tabi tutup tüh bu da işe yaramadı diye istatistik mi tutuyorsunuz, yani bilimsel bir şey öğreniyorsan hangi bilimsel kaynaktan öğrendin ki bunu, harun yahya mı? köyünden çıkamayan bi 16. yüzyıl düşünürü olsan neyse de elinin altında internet varken insan biraz araştırır yahu, google kullanın biraz, beneficial mutation yazın.. ingilizce bilmiyorsanız "ben ingilizce bilmiyorum, şunu biliyorum ki bir konuda türkçe bilimsel bir yazı varsa onun 100 katı kadar ingilizce yazı var ama faydalanamıyorum" dersin yardımcı oluruz. ama ahkam kesip trilyonlarca canlıda bi tane faydalı mutasyon yok dersen "saydın mı" cevabını hak edersin. çoğu (hepsi değil) mutasyon zararlıdır bundan doğal birşey de yok çünkü normalde kendi kendine işleyen bir yapıda birşey rastgele değiştiği zaman onun bozulmuş olma ihtimali daha fazla.. televizyonun tepesine 10 yumruk geçirirsen onun full hd'ye dönüşme ihtimali çok az ama bozulma ihtimali yüksek, aynı hesap. tabi "bozulan" bi canlının genlerini ileriki kuşaklara aktarması pek mümkün olamıyor, ama iyi mutasyon olduğu zaman doğal olarak genleri ileriye taşıma olasılığı diğer değişmemiş saz arkadaşlarına göre daha fazla oluyor, sen de daha ziyade tarihe baktığın zaman faydalıların izlerini görüyorsun, çünkü baktığın tarih esasen "üreme" tarihi, daha iyi olanın genlerini aktardığı bi tarih, onyedi bacaklı kedinin genleri sana kadar ulaşamadığı için ondan haberin de olmuyor (ve hayır o ara form değil).

"kısacası benim imanımla yakından uzaktan ilgisi yok yani evrim zırvasının"

kafayı dünyaya kapatıp 21. yüzyıl ortasında google kullanmaktan bile çekinen, hayvan ara'yı kullanmadan ahkam kesen, kendi yazdığı başlığa bile merak ettiği şeyleri sorgulamak için bakmayı akıl etmemiş bi bünye için elbette evrim teorisinin anlamı olmaz, string theory'nin de bir anlamı olmaz mesela, daha evrim gibi kavraması çok basit olan bir teoriyi bile anlayamayan adam string'i nasıl anlayacak di mi?

---

evrim teorisini dinleri çürütmek için kullananlar var demiştik, bendeniz de onlardan biri.. yalnız biz evrim teorisini daha ziyade düşünebilen adam üzerinde kullanıyoruz, bak böyle böyleyken bu da böyle diyerek bir fikir zinciri kurmaya çalışıyoruz.. düşünebilen adam da aa evet lan hakkaten diyor tartışılması bile abes olup da sırf siyasi ve dinsel açıdan da önemi var diye tartışmaya lütfettiğimiz bu konudan çıkıyoruz böylece, düşünebilen adamı kenarı çekerken düşünemeyen adamı orda bırakıyoruz, yani iki dakka araştırma yapmaya üşenen adamlar hiç kaygılanmasın, evrim teorisi sizin dininizi çürütemez. onu hiçbişey düzeltemez, kendi halinize bırakılıyosunuz.

başka sorulara gelince;

- hamamböceği niye pek değişmiyor

milyonlarca yıldır niye ortalarda fiti fiti dolaşabiliyosa o yüzdendir herhalde, tehlike yok işte hayvan için dedesi dinazor görmüş adam gelmiş hala benim mutfağımda sirk çeviriyor (daha düzgün açıklaması varsa biri versin)

- yaşam alanı bu kadar daralmasına rağmen neden hayvanlarda yararlı mutasyonlar gözlenememektedir?

birincisi yararlı mutasyon tepede bahsedildiği gibi var.. ikincisi yaşam alanlarının daralması kaç yıllık bir süreç, 200? 800? bu kadar yılın evrim içindeki konumu ne kadardır, mesela 100 milyon yıldır ortalarda dolanan bir canlı için 1000 yılın bir önemi var mıdır? ne kadar büyük değişim beklenebilir?

- evrim biz gelince mi yavaşlayıp bakteri boyutuna inmiştir?

cevabı yine aynı.. bizim gelmemizden kastedilen süre nedir burda, 500 yıl önce evrimsel araştırma da olmadığını hesaba katarsak son 200 yıldır niye evrim olduğu gözlenemiyor diye mi soruluyor? cevap yine aynı, insan evriminde son 200 yılda niye pek gözle görülür evrim olmuyorsa o yüzden. evrim için ufak süreler bunlar. yine de buna rağmen güvelerin araştırılması önerilebilir.

- eğer yeterince gözlem yapabilecek kadar zaman geçmediğini düşünüyorsanız, varolan canlı çeşitliliğini dünyanın yaşına oranladığınızda neden 5 nesilde yeni tür çıkarıyorsunuz?

yüzbinlerce canlı türü sırayla evrimleşmiyor ki 5 nesile 1 yeni tür ortaya çıksın? eğer bir dönemde 1 milyon canlı türü varsa, aradan 1 milyon yıl daha geçtiği zaman kaç yeni tür ortaya çıktığını bulmak için canlı sayısını yıla bölemezsin, mesela 1 milyon yılı bırak 5 kuşak, mesela 100 yıl geçtiği zaman 1 milyon canlı türü içinden sadece 1 tane yeni canlı türü çıktığı iddia edilemez. bunu daha iyi anlamanın bir yolu sanıyorum astronomiden verilebilir. gökyüzünde 1 milyar galaksi görebiliyorsan ve bir galakside 100.000 yılda sadece 1 supernova patlaması gerçekleşiyorsa, teleskopla gökyüzünü kontrol ederek yılda 10000 tane supernova patlamasına anlık şahit olabilirsin demektir. madem 100000 yılda sadece bi tane supernova görülüyo sen nasıl günde 30 tane supernovayı patlarken görüyosun demek gibi birşey, galaksiler bi araya gelip teker teker supernova ortaya çıkarıyor değiller, aynı şekilde canlılar da sıraya girip bu kuşak sen yeni tür çıkar sonra ben çıkarırım demiyorlar.

- canlılığı bu gezegen için zorunlu kılan etmen nedir bunu bilmezken, neden evrimin gerekli olduğu iddia edilebiliyor, canlılık bile gerekli değil?

bu gezegene canlılık şart diyen de kim? elin mikrobu kuyrukluyıldız tepesinde geçerken uğramış, ortamdan birkaç parsel arazi kapatmış keyfine bakmış. elbette canlılık gerekli değil ama olmuş. bir kere olduysa artık o canlı daha rahat yaşayabilmek için ortama ayak uydurmak zorunda bu kadar basit olay bu. tanrıcılık oynama lüksümüz olsa al bakterileri satürn'ün uydusu titan'a at, 5 milyar yıl bekle bak neler yapıyo şerefsizler..

not: entrynin sonuna gelmyi başrdm ama beynmdöki gri hücrlrn saysnda yözd yirmbş dşüs olmu, doktr sekez heft istrht yezd.

dashing-ekşi sözlük

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

 
Home | About | Link | Link
Simple Proff Blogger Template Created By Herro | Inspiring By Busy Bee Woo Themes